Yaprak Dökümü

Günlük girdilerimi tee eskilere gidip okumaya başladım bugün. 23 Eylül 2004, Perşembe saat 19:15 sularında demişim ki;

Bu gece saat 12:30'da Ulusal Dağıtım Geliştirici Ekibi'nin bir parçası olmak amacıyla İstanbul'a Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü'ne doğru yola çıkıyorum.

1 Ekim 2004 tarihinde ise Gürer Özen ile TÜBİTAK/UEKAE bünyesinde bulunan Pardus projesinin resmi olarak birer çalışanı olmuşuz. Şaka değil tamı tamına 3 sene geçmiş, harika bir ekip/harika anlar/harika işler/harika insanlar ile birlikte 3 harika sene...

Önce Meren, sonra Barış, arkasından Mehmet ve şimdi Gürer Pardus projesine/özgür yazılım habitatına verdikleri katkıları TÜBİTAK çalışanı olarak devam ettirmemeye karar verdiler.

Her biri ayrılırken her birimiz aynı hisleri yaşadık. Önce üzüldük/içimiz burkuldu, sonra onlar için sevindik, sonra kendimiz için üzüldük, ekibin o eski tadı kalmayacak dedik, biraz zaman geçmesini bekledik alışmak için. Etrafta başka kimsenin anlayamayacağı acayip şakalar yapılmayacaktı, saçma muhabbetlere saçma sapan cevaplar verilmeyecek, en zevzek olduğumuz anda muhabbet bir anda "ya şimdi onu şöyle yapsak daha iyi olacak" diye 180 derece dönmeyecek veya en azından biz artık hayatımda gördüğüm (ki gittikleri yerlerden sadece benim görmediğimi anlamışsınızdır heralde) en değerli/yetenekli/işini bilen mühendisler ile bir arada olamayacaktık. Kadim dostlarımızı özleyecektik...

Meren pek sevgili yingemiz Duygu ile amerikanya sınırları içinde kendini nanoteknoloji, biyoteknoloji ve diğer şeylere verecek başımıza birde doktorası dikilecek, Barış kobacan bir animasyon şirketinde kobacan yazılım mühendisi olarak eğlence sektörüne girecek, Mehmet yanına zemberek kodlarını da alarak Google'a kaçarken, Gürer yelkenli teknesi ile dünya turuna çıkacaktı.

Ama böyle olmadı :), Meren/Barış/Mehmet ve Gürer bu ekibin halen çok değerli birer parçası, belki ofis saatleri içinde fiziksel olarak görüşemiyor olsak da halen hep beraberiz, halen bizden başka kimsenin anlamadığı şakalar yapıp eğleniyor, halen bir anda nereden çıktığı belli olmayan teknik tartışmaların ortasında buluveriyoruz kendimizi ve halen çok eğleniyoruz ve bir ömür böyle olmaya da devam edeceğini biliyoruz :)

 

gurer

Ne diyelim Gürersan, seni de çok özleyeceğiz, rüzgarın bol olsun...